Osmanlı bürokrasisinin korumasındaki zulmün üzerine korkusuzca giden Zalalı, Toroslar'da bir mit'e dönüşür; derebeyin, eşkıyanın korkulu rüyası olur. Öte yandan kıyıcı ve acımasız serüvenin içinde yeşeren aşk da geleceğin umududur.
Benzersiz bir serüveni doğanın diliyle yazan Turan Ali Çağlar, bazı çıkar odaklarınca körüklenen Türk-Ermeni sorununu da hümanist bir bakışla ele alıyor.
Zalalı evinin önüne sebze fideleri dikiyordu. O sırada Leon, Agop ve Nubar geldiler. Selam v ...