“Küçük cumbanın giyotin pencerelerine kaydı ilkin bakışların. Eve neredeyse yaklaştığınız o anda, ceviz ağacından fes rengi gelinlik koltuklarının ikisini bir çırpıda cumbanın oyuğuna yerleştirdin. Yanında Faik, ser verip sır vermiyor. Onda kalsın sırrı. Sen çoktan ceviz koltukla-rının arasına aslan bacaklı, yine ceviz ağacından yapılma kahve sehpasını koydun. El emeği, göz nuru ana yadigârı dantel perdelerse cumbanın giyotinine çoktan asıldı. Faik, “İşte bu-rası,” dediğinde hiç şaşırmadın. Bili ...