Laure Marchand ve Guillaume Perrier elinizdeki kitapta, Türkiyede
yokluk haline getirilmiş varlığın peşine düşmüşler. Yüzümüze bir
ayna tutarak, bu yokluğun izlerini bize gösteriyorlar. Bize bu kendi
kendinize yarattığınız sırça köşkten, bir hayaller ve halüsinasyonlar
dünyası olan iletişimsel gerçeklikten kurtulmadıkça huzura ve rahata
kavuşamayacağımızı hatırlatıyorlar.
TANER AKÇAM
Kanayan bir yaranın üzerinde barış inşa edilebilir mi? Fransız tarihçi
Pi ...