İstanbul, geçmişinde ne kadar güzel, naif ve saftı!.. Sessiz ve kibardı!.. Saygılıydı, kanaatkârdı!.. İnsanları hazımlıydı, öteki dünya ağırlıklı, "madde"den elden geldiğince uzaklaşarak, tevekküle yönelik yaşam modelleri çerçevesinde sade ve "basit" bir ömür sürerler; ahiret yolculuğu için âdeta "suni dünyada" hazırlık yaparlardı. Yani, "manen doyuma" önem verirlerdi ve sanki İstanbul'da yaşayan herkesin dilinden, "hırslardan arınmış, basit, sade bir yaşamın" ne denli değerli olduğunu anlatan ...