Hatırat türüne dair eserlerin bilhassa II. Mahmut devrinden itibaren göz göze çarpacak şekilde çoğaldığı görülmektedir. Bu türden eserlerin ilmi çalışmalar için ne kadar önemli olduğu da açıktır. Çünkü resmi kaynakların vermediği veya veremeyeceği bilgileri ihtiva etmektedir.
Resmi kaynakların bir bakıma resmiyet kisvesi altında bulunan bilgilerine karşılık hatıratlarda, mümkün olduğu nisbette ve derecede, çıplak gerçekler bulunmaktadır. Bu çerçevede sadece siyasi alanda değil, tarihten ikt ...