Son yirmi-otuz yılda tarihin bir anlatıdan özellikle de Napolyon veya Kanuni Sultan Süleyman gibi "büyük adlara" ilişkin birtakım anlatılardan ibaret olup olmadığı çok soruldu. Jacques Rancière tarihçilerin söylemini başka açılardan mercek altına alıyor: Jules Michelet, Fernand Braudel ve Annales okulu mensupları ile E. P. Thompson gibi tarihçilerin üslup ve anlatım tekniklerini siyaset ve bilim felsefeleri açısından inceliyor; tarihçiliğin dil ve edebiyatla ilişkisini masaya yatırıyor. Rancière ...