Günümüzde bakışını yakın geçmişe yönelten tarihçinin karşısına, travmalarla yüklü bir tarih manzarası ve telafi edilmesi beklenen acıların ortaya attığı siyasal ve etik muhasebeler çıkıyor. Savaşların, kıyımların tanıkları söz alırken tarihçiye de yargıç cübbesi giydiriliyor. Geçmiş; bir yük, hesabı görülecek bir suç çetelesi olarak yorumlanıyor. Tarihçi bizzat kendisinin de içinde olduğu bir zamanın tarihini yazmanın zorluklarıyla yüz yüze geliyor. Tüm bunlar çağdaş toplumların geçmi ...