Haluk Oral, Doğan Hızlan’ın yerinde benzetmesiyle, bir “edebiyat arkeoloğu”: Kitapların derin tarihini kazıyor, severek, şaşırarak, öfkelenerek, hayıflanarak okuyacağımız hikâyelerini anlatıyor bize. “Bizim okuyup da geçtiğimiz, sadece bir şiir, bir öykü olarak baktığımız metnin ardındaki gizler, yazılma nedenleri, esin kaynakları onun araştırma alanıdır.” Özdemir Asaf’ın “Lavinia”sı, Nâzım Hikmet’in “Kurtuluş Savaşı Destanı”, Ahmed Arif’in Hasretinden Prangalar Eskittim’i, Melih Cevdet’in Garip ...