Devlet bürokrasisi ve Akademilerin dayattığı güzellik anlayışlarından kendini kurtaran bir yazınsal ve sanatsal dünya 19. yüzyılda yapılanmaya başlamıştır.
Yazınsal alan´ın yapısını, birbirini izleyen oluşum aşamaları içinde inceleyen Pierre Bourdieu, Gustave Flaubert´ren yola çıkarak, onun, alanın oluşumuna neleri borçlu olduğunu, yani yazar Flaubert´in üretimine katkıda bulunduğu şey aracılığıyla nasıl üretildiğini gösteriyor. Bu yaklaşımını diğer sanatlara ve yaptığı gönderimlerl ...