Onu gördü. Her halinden hayli kibar ve nahif genç bir kız olduğu
belliydi. İçeri girdi, yürüdü, ortada pencere kenarına oturdu. Yüzü
pamuk kadar beyazdı. Alagarson kesilmiş siyah saçının önündeki
perçem turkuvaz boyalıydı. Yüzünü hafif kavisli uzun burnu
bütünlüyordu. Gözleri ışıltılıydı. İçerisinin loş ışığında, göz bebeklerinin
anlaşılmaz rengi, ilgisiz bir insanın bile gözüne çarpabilirdi.
Sanki renk bombası patlamış da sarı, mavi, yeşil renkler iç içe irisinden< ...