Edebî türler içinde, şiir, çok zaman "ben"den yola çıkar ve "ben"in etrafında dünyalar kurar. Hikâye ve romanların öznesiyse, daha çok "o" veya "onlar"dır. Hikâyeciler ve romancılar, şairlerin aksine, kendi "ben"lerini değil "o"nu, "onlar"ı, "başka"larını anlatırlar. O kadar ki, insanı ve hayatı anlama yolculuğunda psikologları ve sosyologları aşabilir, filozoflarla yarışabilirler. Çünkü onların konusu; "genel olarak insan" değil, "özel olarak insan"dır. Yani, yazarlar tek tek bireyler, tek tek ...