“Bu dünya yalan zaten; başı kim bilir nerede olan bir ipin ucunu tutmuş, günlerin peşinden koşuyoruz.”
Yıl 1914. Genç hâkim Sinan için İstanbul’dan Diyarbekir’e atandığı
yıldır bu. Sırtında onu yetiştiren İttihatçılara gönül borcu yüküyle geldiği bu şehirde bambaşka bir dünyanın ve mücadelenin içinde bulur kendini: Halka korku saçan aşiretler, basılan köyler, şehirlere, köylere, dağlara çöreklenen, yaklaşan tehcirin emareleri. Sinan’ın gözünden planlayıcılar, köyü baskına uğrayınca int ...