Bir devletin ve milletin pâyidar olması için her şeyden evvel o toplum insanının
dört başı mâmur bir derûnî nizam ve zihnî kemal içinde bulunması lâzımdır. İşte
Selçuklular ve Osmanlılar, bu ulvî ve zor işi, tasavvufun temînâtı altına vermişler,
böylece de, o hak ve hakîkat anlayışına su katılıncaya kadar, yeryüzünün örnek devleti
olmuşlardır.
Bir milletin ikbal ve istikbâli, maddî varlık ve dirliği ile ölçülemediğine göre, her
şeyden evvel içtimâî ve medenî âhengin ...