Gece yarısı kapımı çaldı. Uyuyordum. Pijamayla kalkıp kapıyı açtım ona. Titriyordu. Yüzü sapsarıydı. Yavaşça kolunu tutup içeri çektim. Tek gözlü evimin tek sandalyesine oturttum. Ben de karşısına, yatağıma oturup ona baktım. Gömleği kanlar içindeydi. Merakla sordum: ?Daniel, ne oldu?" Önce cevap vermedi, sanki soruyu ona sormamışım gibi. Gerçekten o Daniel değildi, bakışları ölüydü. Sanki gerçeğinden uzaklaşmış, başka bir kalıba bürünmüştü. Tekrar sordum: ?Daniel, başına ne geldi?"
...