Marcel taşrada, bir Flaman köyünde büyükbaba ve büyükannesiyle birlikte yaşayan on yaşlarında bir çocuğun hikayesini anlatır. Sülalenin müsamaha bilmeyen sütannesi büyükanne, özel bir vitrinli dolapta muhafaza ettiği ölmüş aile fertlerinin fotoğraflarını kıyıcı bir düşkünlükle havalandırıp yeniden yerlerine dizmek üzere belirli aralıklarla çıkardığında onlarla konuşup dertleşirken, alabildiğine karanlık bir mazinin hesabını da sormaktadır. Kendine has hiyerarşik kaideleri, bir Araf, bir de Cehen ...