Halid Ziya Uşaklıgil'in Batılı anlamda Türk romanının başlangıcı kabul edilen bu eseri, 1900'lü yıllarda İstanbul'da yaşayan Ahmet Cemil'in ünlü bir yazar olma ve Lâmia ile evlenme hayalini, babasının ölümünün ardından gerçek hayatla tanışmasını, sonra yine hayallerinin peşinden koşmasını, bu uğurda kardeşini dahi feda edişini, hatta Lâmia'yı kaybedişini, sonra ünlü bir yazar olma ümidini de kaybedişini psikolojik tahliller eşliğinde anlatır. Halid Ziya'nın diğer romanlarında da rastladığımız bu ...