Ahmet Bozkurt, Ku’yu’da okuru şiirin ve felsefenin, imgenin ve kavramların iç içe geçtiği düşsel bir yolculuğa çıkarıyor. “Kalbe düşen şiir” nice çöllerden geçip, kurumuş “nice kuyular”dan çekilerek gün yüzüne çıkıyor: Gönderilmemiş mektuplar; zamansız yüzler; puslu hatıralar... Kendi kuyusunun çağrılısı olarak şair, sessiz bir ıstırabı büyütür koynunda. En dehşetlisi mürekkep sessizliğidir çünkü orada ak kâğıt üzerinde “varlıktan oyma bir bengi ırmak” olan dil akmaz hâle gelmiştir. Hiçbir rüzgâ ...