Ben o sırada hayatın ne olduğunu kendime soruyordum tabii.
Haraptarlı Nafi'nin sözünü de anımsayarak soruyordum kendime. Küçükken ben, her sabah evin önünden sığır sürüsü geçerdi, çorak topraklara doğru. Ardından bir toz bulutu yükselirdi havaya!
Bana sorarsan hayat budur, toz bulutu! demiştim de, ağzını gizemli bir mağara gibi açıp gülmüştü Nafi.
Sanki daha iyi bilirmiş gibi benden! Gülüşü çarpmıştı, karşısında kaya gibi duran beni.
Sonra dünya nedir diye de sormuştu ...