Yakıcı sıcak bir yaz günü öğleye doğru. Bir kaldırım kahvesinde birbirinden uzak masalarda kendi başlarına oturan bir kadın ve bir erkek. Masa örtüleri, duvarlar, her şey beyaz. Arada bir görünen uzun boylu, sıska garsonun gömleği ve papyonu da öyle. Beyaz ve tenha kahvenin önündeki kaldırım ise her türden, her sınıftan, çeşitli kıyafetlerde insanlarıyla rengârenk bir mozaik.
Te, yirmi sekiz yaşında, çocuksu yüzü, yumuk gözleriyle, yakışıklı sayılabilecek bir genç. Üzerinde kıs ...