Küçük bakkal dükkânlarını, sanki sihir gösterir gibi kaşla göz arasında işini hünerle gören tamirci esnafını, taş kaplı kaldırımsız sokak döşemelerini, tahta ve sabun kokusunu, kalaylı çorba ve hoşaf taslarını, kapaklı yemek sahanlarını, iple çalışan çıngıraklı kapı zillerini, ebonit gövdeli eski siyah telefonları, kanaviçe yastık örtülerini, sevgi ve emek mahsulü dantellerle süslenmiş, kardan ak "beyaz işi" pencere perdelerini, adam gibi selâm alıp vermeyi özlüyoruz. Ve galiba nostalji böyle bi ...