"O gece müthiş bir don vardı. En küçük yarası olan bile karın üstüne düşmüş, beklemek zorunda. Kimsenin gidebileceği yer yok. Yaralıların hepsi o gece dondu. Sabaha kimse kalmadı.
Ben, o gece yarısına kadar, o yaylanın Kur'an sesi ile inlediğini çok iyi hatırlıyorum. Çünkü o günkü asker Kur'an okumasını biliyordu. Yasin'i bilmese de hemen herkes namaz surelerini biliyordu. Herkes ölmek üzere olduğunu biliyordu. Savaşta ölen ilk başta zaten ölmüştü. Yaralananlara gelince, onlar da gece ...