"(...) Hangi ağaçtan düştüm? Hangi ağacı taşladım? Hangi köprülerden geçtim? Ayakta kalabilmek için 'rambo'laşmak zorundaymışız. Dişini tırnağına geçirip yaşayanları anlayamıyorum. Parmaklarıma inen satırlardan kurtulmuş değilim. "Kırk katır mı, kırk satır mı?" diye soran yok, kırk satıra yazgılı düşmüşüm ağaçtan, bir sıkıntı gibi. Buzlu camlar var aramızda, devinen gölgelerle konuşuyorum sanki. Hayata atıldığım gün, hayattan atıldığım gün olmuş meğer; soğuk düşlere dalmış, mırıltı atlarını eğer ...