Ferhunde Hanım’ın iki katlı ahşap evinin hikâyesini bir çocuğun, Gülsemin Öykü’nün; bir kedinin, Pankulin Posbıyık’ın; bir köpeğin, Ekaterina Anya Volkova’nın; bir kaplumbağanın, Peyami Paşalıkızı’nın; bir ağacın, Pinus Pinea Can’ın; bir başka kedinin, Kıymetlimiz Hanım’ın ve bir güvercinin, Aris Parlakgerdanyadis’in ağzından dinlemeye hazır mısınız?
Ne de olsa bir mahalleyi mahalle yapan, oradaki evler, insanlar, ağaçlar ve hayvanlar değil midir?