“Güneşe kanan öğrenciler Kırmızı Kantin’in etrafındaki sandalyeleri yeşilliklere yaydılar, Hasan Efendi camdan gülümseyerek bakıyor onlara. ‘Gençlik güzel şey,’ diyor, ‘hayat, coşku, umut hep sizde.’ Sonra bana dönüyor gazoz kapağı gibi açılmış gözleri neşeyle parlarken. Raftaki kavanozu işaret ediyor: ‘Okulun çayı değil, kendi paramla aldım bunu. Arkadaşlarına söyler misin, sen de gel, yarın mesai bitiminde bana uğrayıp bir çayımı için, bütün sınıf.’” Üniversite hayatı, kampüs dedikoduları, ilk ...