Bir belleğin, bir zihnin usulca kendi kendisiyle konuşması, benden-içerideki ile söyleşmesi, algıdaki anlık ve küçük saptamalarla birden başka bir düzleme sıçrıyor. Anlık olan algının yavaşça ve Proust'a özgü "memoire involanter" ya da Türkçesiyle istenç dışı bellek'in bir etkinliği olarak garip bir biçimde, bir imgenin, bir hatırlama anının tamamlayıcı parçası haline dönüşmesi, hatırlama ile algı, yazı ile bellek arasındaki yer değiştirmeler; geçişmeler ağını oluşturması ve tüm bunların bizim d ...