Hatırlıyor musun, bir gün seninle yürüyüşe çıkmışken bir anda ağlama krizine tutulmuştum, o zaman dört yaşındaydın. Oynadığın topu bırakmış, boynuma sarılmış, gözyaşlarımı silmiştin. Sonra, Üzülme baba, sana da bir top alırız demiştin. Fakat senin, babanın yüreğinde patlayan toptan haberin yoktu. Seni göğsüme bastırmış, hıçkıra hıçkıra ağlamıştım. Sesin kesilmiş, derin derin düşünmeye başlamıştın. Şimdi, o zaman ne düşündüğünü, neler hissettiğini sormuyorum sana, fakat merak ediyorum, bir baba d ...