Gösterişsiz bir adamdı. Hâl ehliydi, diğerkâmdı. Kendisi için değil başkaları, ilkeleri ve davası için yaşadı. Hayatının özeti belki de bu idi. Ömrü boyunca inandıklarını yazdı. Kimseye karşı sözünü esirgemeyen bir kalem ve fikir cengâveriydi. 12 Eylül döneminde devlet memurluğu görevinde bulunmasına rağmen büyük bir cesaretle ortaya çıkararak İhtilal Konseyi’nin başkan ve üyelerine hitaben “Adım Galip Erdem. Hâlen Başbakanlık müşaviriyim,” cümleleriyle başlayan hacimli bir rapor yazıp gönderdi. ...