Yağmurlardan artakalmış bir taşra şehriydi. Sular, çer çöp ne bulduysa
getirip sağa sola rastgele bırakmış, toprağı çizik çizik oymuş, bir sürü
irili ufaklı taşı ortaya çıkarmış, sonra geride koyu bir hüzün, iç sıkıntısı,
donuk kül rengi bir gökyüzü bırakıp gitmişti. Yağmurla birlikte insanlar
da, hayat da çekip gitmişti şehirden sanki.
Bademliğin altında, tepenin dibinde, ergenliğin derinlerinde bir yer...
Taşra otobüsleri, dağın kışı, ormanın gürültüsü... Çökelezi ...