´Yeni aynası ve yenilenmiş cilasıyla bembeyaz, pırıl pırıl dolap, içinden çıktığı buruşuk kahverengi kâğıdın ortasında duruyor, yıkıntıların arasından yükselen küçük bir yapıya benziyordu. Omri, odanın kapısını açtı, içine anahtarı koyup mühürlediği zarfı aldı. Yırtıp açtı; solmuş, bükülmüş bir kırmızı kurdelenin ucuna takılı anahtarı çıkardı. Anahtarın gümüş değil de kurşundan olduğunu görmüştü. Kurşun yumuşaktı. Belki de onun yumuşaklığı, esnekliği sayesinde değişik deliklere uyuyordu anahtar. ...