Bundan neredeyse yetmiş yıl önce, o zamanlar sadece yirmi dört yaşında olan James D. Watson, tarihin en büyük bilimsel araştırmalarından birinin gerçekleştirilmesine öncülük ederek, sonradan ekip arkadaşlarıyla “yaşamın sırrı” olarak nitelendirecekleri DNA’nın keşfine büyük katkı sağladı. Bu keşifleri 1962 yılında Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü’ne layık görüldü. DNA, yaşama ve canlılığa dair tüm dogmaları bir kenara iterek, yaşamın sırrının kimyasal olduğunu gösteren modern genetiğin şekillenmes ...