Bu dikkat çekici çalışmasında Selahattin Hilav diyalektik düşünceyi, Doğu düşüncesi ve Antik Yunan felsefesindeki kökenlerinden alarak, Alman idealizminin ve özellikle Hegelin bir miras gibi devralıp geliştirdiği ve Marxçılık içinde daha da somutlaşan, bilimselleşen ve zenginleşen bir varlık görüşü, düşünce biçimi ve yöntemi olarak tarihsel gelişimi içinde irdeliyor.
Böylece gerçek diyalektik düşüncenin evreni olmuş bitmiş, değişmeyen, sonlu ve birbiriyle ilintisiz nesnelerin yığışım ...