Aşk estetiğine dair bir dilbeste olan Türk kültürü, mukaddes bir medeniyet dairesinde şekillenerek, medrese, tekke, konak selâmlıkları, köy odaları ve şifahî mahsullerden nasiplenerek sohbetin nâmütenahî huzurunda gönüller yapmış ve ufukları kuşatmıştır. Üslûp ise aziz bir nasip olarak gönül mülkünü tezyin etmiştir.
Böylece gelenek, has evlâtlar yetiştirerek yeni şeylerin söylenmesine ruhsat vermiştir. Fakat bu kemâl devrinin ardından, zeval, pek yaman gelmiş ve ikbâli idbara döndü ...