Edward Bloom çocukken herkesten hızlı koşar, okulu asla asmazdı. Büyüdüğünde birçok insanın hayatını kurtardı, devleri ehlileştirdi. Hayvanların dilinden anlardı, onlar da onu çok severdi. İnsanlarsa ona bayılırdı. Kadınlar ona tutulur, o da karşılık vermeden duramazdı. Üstelik anlatacak o kadar çok öyküsü vardı ki.
Şimdi hasta yatağında ölümü bekleyen Edward Bloom, yanı başındaki oğlu Williamla hayatın anlamı üzerine konuşmak ya da ona nasihat etmek yerine bildiği fıkraları anlatıyo ...