Modernleşmesinin ilk yüzyıllarında Batı, toplumsal gerçekliği siyasal bakımdan düşündü: düzensizlik ve düzen, yasa ve ulus, halk ve devrim. Ardından, Sanayi Devrimi´yle birlikte kapitalizm siyasal erkten kurtuldu. O zaman yeni bir paradigma, ekonomik ve toplumsal paradigma adına sınıflardan, zenginliklerden, eşitsizliklerden ve yeniden dağıtımdan söz ettik.
Bugünse, küresel ekonominin ve bireyciliğin çağında küreselleşme bu eski toplum modellerini parça parça etti. Her birimiz, üret ...