“Tay ve sıpa, Halil’e iyice yaklaşmış; tay, Halil’in yüzünü bile diliyle yalamıştı. Halil korkmuştu ama ürkmesinler diye korkusunu bastırmaya çalıştı. Geriye döndü, yürüdü. Tay ve sıpa da arkasından koşturdu. Çayırlıkta Halil onlarla kovalamaca oynadı. Günlerdir ilk kez bu kadar mutlu oluyordu. Nereye koşsa tay ve sıpa da arkasından koşuyordu. Çayırlıkta dolanıp durdular, yerlerde yuvarlandılar. Yakalamaca oynadılar. Halil ilk kez böyle güzel bir gün geçiriyordu adada. Hiç bitmesin istiyordu. Ak ...