Aşk ve güzellik, daima fıkıh ve kelamın hazzedemediği konular olmuştur. Kuran ve hâdis tefsileri de bundan nasibini almış, bunlardaki sevgi ve güzellikle ilgili anlamlar yok farz edilmiştir. Kulun, Yaratanını aşk derecesinde sevmesine izin verilmişse de Yaratanının kuluna aynı aşkla nazar etmesine izin verilmemiş, çünkü bu durum beşerîliğe mahsus hafiflik olarak mütalaa edilmiştir. Kısacası, tefekkür sınırlanmış, giyim kuşam gibi standart hale getirilmeye çalışılmış, incelikler ve ara tonlar unu ...