Meydandaki mahşeri kalabalıktan çıt çıkmıyordu. Herkes, biraz sonra Selçuklu Tahtına oturacak olan Alp Arslan’ı dinliyordu. Sesi ne kadar gür çıksa da sözcüklerin boğazına düğümlenmesine engel olamıyordu Alp Arslan. “Aziz Türk Milleti ve Soylu Selçuklu Halkı!” dediği anda yeri göğü inleten; “Sultanımız çok yaşa…” nidaları gözlerini bulutlandırmaya yetmişti. Duygularını halkından gizlemedi Alp Arslan. Düşürdüğü iki damla gözyaşı, yüreğinde hissettiği coşkunun göstergesiydi. O biliyordu ki gözyaşı ...